Alaçatı otelleri, sokakları ve evleri anlatanları hep can kulağıyla dinler, gitmeyi çok isterdim. Alaçatı çok güzel, insana huzur veriyor derlerdi. Gezgin ruhu vardı içimde biliyordum Alaçatı’yla beraber bunu ortaya çıkarmış olacaktım. Benim merak ettiğim yerler özellikle sahiller, koylar ve plajlar görmek ister, yüzeceğim günü hayal ederdim. Gördüğüm yerleri ve Alaçatı’ya gidiş hikayemi sizinle paylaşacağım.
Kararsızlıklarımdan ve mutsuzluklarımdan kurtulmak için yola çıkmaya karar verdim. Alaçatı’ya nereden gideceğimi ya da nasıl gideceğimi bilmiyordum. Bildiğim bir şey varsa yolculuk yapmanın bana iyi gelecek olmasıydı. Etrafımda olan insanların, gittiği ve beğendiği bir yer vardı. Aklımda kalmıştı ama gittiğimi kimseye söylemeyecektim. Biliyorsunuz insanlar bunaldıkları zaman kaçacak bir yer ararlardı. Eğer maddi imkanda varsa gitmek, kaçış değil kendine gelişti. Ailemin, arkadaşlarımın asosyal olarak kabul ettiği biriydim. Hem kendime hem de çevreme böyle olmadığımı kanıtlamak için bilet aldım. Gideceğim günün akşamında aileme gezi için bilet aldığımı ve gideceğimi haber verdim lakin nereye gideceğimi söylemedim. İş yerinden de yıllık iznimi alıp bindim otobüse. Bekle beni Alaçatı.
Böyle rahat rahat anlattığıma bakmayın. Kendi başıma yaptığım ilk gezi olabilir. Onun heyecanını anlatmak kolay değil. Kalbimde korku vardı ama heyecanda vardı. İlk defa yolculuğa çıkmış olanlar beni anlayacaklardır. Otel için biraz araştırma yaptım. Benim için önemli olan şeyler vardı bunların başında, temizlik, merkeze yakın olması, otel sahiplerinin güler yüzlü olması, fiyatının makul olması gibi. Bütün bunların cevaplarını Alaçatı otelleri sayfasında buldum. Alaçatı için eğlencenin bol olduğu, müzik sesinin her yerde yankılandığını söylemişlerdi. Müzik dinlemeyi seviyordum ama çok seste sevmiyordum. Otel seçerken buna da dikkat etmem gerektiğini anladım. Film izlemeyi seven biri olarak akşam otele döndüğümde film izler zamanımı böyle geçiririm diye düşünüyordum. Bilgisayarımı tabi ki de yanıma almıştım. Telefon, bilgisayar, şarj aletleri beğendiğim birkaç dergi hepsi benim olmazsa olmazlarımdandı. Takip ettiğim gezginler gibi yola çıkacaktım. Ne de olsa gezgin ruhu olan biriydim. Çok kıyafetim olmadığı içinde hangisini alsam derdine düşmedim. Sarı, mavi, yeşil, bej rengini çok severim. Zaten iki parça eşyam var onları da koydum. Nasıl bulacağımı bilmiyordum bu sayfada Alaçatı’ya nasıl gidilir? yazısını okuyup ona göre bir yol izledim.
Alaçatı’ya gelmenin en güzel yanı bence yollarının çok güzel olması. Yeşillikler içerisinde yol kenarları, belli kısmına kadar denizin görülmesi, deve benzer bir kayanın görüntüsü bunlar beni çok etkilemişti. Kendiniz mutlu etmenin yollarını bulduktan sonra mutsuz olmak imkansız oluyor. Bunu yola çıkarken karar verdim mutsuz olmak için değil mutlu olmak için uğraşacaktım. Hava sıcak ama bunaltıcı değil. Alaçatı’dan içeriye girdiğim zaman içime bir güzellik gelmişti. Serinlemiş ve rahatlamıştım sanki. Nedenini bilmiyordum ama öyle hissediyordum. Burada durup bir rahatladım. Sahipleri oturduğum için bir şey demediler ve su ikram ettiler.
Belediyenin orada otobüsten indim. Önce yüzüme sıcaklık ve güneşin göz alıcı ışınları çarptı. Bunu tahmin ederek şapkamı ve güneş gözlüğümü yanıma iyi ki almışım. Sizde eğer buraya yaz tatilinde gelmek isterseniz yanınıza mutlaka ama mutlaka güneş kreminizi almanızı öneriyorum. Sağlık açısından önemli buluyorum. Aldım valizimi açtım otelimin konumunu yürümeye başladım. Sokak aralarına girene kadar valiz taşımada hiçbir sıkıntı yoktu ama sokakların arnavut kaldırımlı olması valiz taşımayı zorlaştırdı. Benim valizim küçük bir valiz ya büyük valiz ile gelenler ne yapıyor acaba diye düşündüm. Olumsuz şeyler düşünüp tatilimi kendime zehretmemeye kararlı olduğum için aklımdan kötü duyguları çıkardım. Otelin duvarları, girişi çok güzeldi.
Mahalle sakinleri sonra muhabbet ettiğimde burası için huzur sokağı dediklerini de öğrenmiştim. Oranın neresi olduğunu yazmıyorum buraya. Gidip sokakları keşfettiğinizde yolun sonundaki hepimizin gideceği yeri gördüğünüzde anlayacaksınız nereden bahsettiğimi. Biraz size kaldığım otelden bahsetmek istiyorum. Otelimin içerisinde havuz var, oturup rahatça çay, kahve içip dergi okuyacağım bir alan var. Odaları çok temiz, çalışanları güler yüzlü. Odaların içerisinde kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Daha doğrusu ben öyle hissettim. Konforlu ve havadar olan odaları zinde uyanmanız için sizi destekliyor gibi. Ben mutsuz olduğumda sabahları yatağımdan hiç kalkmak istemiyorum, daha doğrusu gün boyunca yataktan kalkmasam ya da işe gitmesem diyorum. Buraya geldiğimden itibaren tam tersi sabah 7 gibi yataktan kalktım. Kahvaltı 9 da başlıyor. Ben o saatlerde tatil bölgesinde fazla insanların olmayacağını düşündüğüm için yürümeye çıktım. 1 hafta boyunca da erken kalktım ve bazen denize bazen de sokaklara çıkıp yürüyüş yaptım.
Bizim üzerimizde olumsuz duyguların olmasının da bir sebebi kalabalık şehir, trafik, ses ve kargaşa, insanların tahammülsüzlükleri olduğunu düşünüyorum. Emekli olmadan buraya yerleşmek istiyorum ama öğrendiğim kadarıyla buranın kiraları diğer yerlere oranla daha yüksekmiş. İşimi bırakıp burada çalışsam diye de düşünmedi değilim. Aslında bakıldığında en güzel kararlar ani alınan kararlar olduğu söylense de ben buna cesaret edemiyorum. 30 yaşına gelmişim evlenmeyi düşünmüyorum, ailemin yanında yaşıyorum, sevmediğim bir işi yapıyorum, kendime zaman ayırmaya üşeniyorum, evden çıkmıyorum, kimseyle görüşmüyorum ve böyle bir karar vereceğim, bu düşünceden sonra kendime gülüyorum. Bu sayfaya nasıl yazma kararı aldın o zaman diye okurken kendi kendinize soracak olabilirsiniz. Onu da hemen açıklamak istiyorum.
Arkadaş fazlalığım olmayınca, bu sayfanın da paylaştıklarını ve bloglarını görünce yazmak istedim. Buranın yerlilerine nereye gitmek gerek, Alaçatı’da görmezsem olmaz olan yerleri sordum. Bana değirmenleri, koyları ve sokak aralarını gezmemi söylediler. Bir de gitmeden pazara git buranın pazarı çok güzeldir mutlaka hediyelik ve güzel kıyafetler bulursun dediler. Onları dinledim. Geldiğimin ikinci günü değirmenlere gittim birkaç fotoğraf çektim. Aşağıya inip kahve alıp tekrar değirmenlerin oraya geldim. Merdiven yapmışlar, insanların oturması için oraya oturdum. Dergimi okuyup kahvemi içtim, birazda Alaçatı’yı seyrettim. Çok kalabalık geldi gözüme sanırım yazın herkes benim gibi merak edip mutlu olmaya gelmiş. Biran bile boşalmıyor sokaklar. Farklı ülkelerden insanları görebilirsiniz burada. Fotoğraf çekmek isteyen insanlar, müşteri kapmaya çalışan mekanlar, kuaförde sıra bekleyen kadınlar, telefonla uğraşan küçük çocuklar daha neler neler…
Ben ise yalnızlıktan kurtulmak için kendi gölgemle konuşuyor müzik dinliyordum. Yalnızlığımı sevmediğimi düşünmeyin çok seviyorum. Kendi başıma zaman geçirmek herkesin yapamayacağı bir şey olduğunu düşünüyorum. Otelimin kahvaltısı çok güzel. Gideceğim günde dahil olmak üzere her gün kahvaltı yaptım. Delikli koy çok güzeldi, çok beğendim. Ilıca’da denize girmeyi çok sevdim ve saatlerce kaldım. Suyu muhteşem. Altın kum ve pırlanta çok yakın ama suları buz gibi girip çıktıktan sonra gençleşiyorsunuz resmen.Paşa limanı da güzel bir yer ama oraya toplu taşıma gitmiyor ben taksiyle gittim. Gün batımını izlemek için havacılar uçurumuna gidebilirsiniz. Şahane bir yer. Korkunuz varsa sakın gitmeyin. Gezgin ruhu olan biriyseniz mutlaka gitmelisiniz. Yaşamaya aşık olur, daha neler yapabilirim diye kendinize sorabilirsiniz. Sabah kahvesi içmeyi unutmayın. Ama öyle dokuz ya da on da değil sabahın erken saatlerinde. Guguk kuşlarının sesini dinler huzur bulursunuz.
Ben burayı çok sevdim. Sevdiğim şeyleri burada keşfetmeye başladım desem yalan olmaz. Akşamları gezdim, köşe kahvede oturdum, Hacımemiş Mahallesi’nde İtalyan dondurmacısında dondurma yedim. Kadet’te lotuslu cheesecake yedim. Pizza için pazar sokağında bir yerde oturdum ama adını hatırlayamadım. 1 hafta boyunca nasıl rahat edeceksem öyle davrandım. Size de tatile gittiğinizde böyle yapmanızı önerebilirim. Kim ne giymiş, ne yemiş, nerede gezmiş sizin için önemli olmasın. Şunu biliyorum eve döndüğümde artık eski ben olarak dönmeyeceğim. Daha girişken ve daha sosyal biri olmak için çaba göstereceğim. Kendimle ilgili şeylerde pozitif bakacağım. Saçlarımı boyatıp, ara sıra çok olmasa da alışveriş yapacağım. Gezgin ruhu, maceracı biri olduğumun farkına vardım. Tatilim çok çabuk bitti ama inanın tekrar gelmek için fırsatlar yaratacağım. Burada çok güzel zaman geçirdim. Biraz bronzlaştım. Güzelleştim resmen. Otelden çıkarken hüzünlenmedim desem bana inanmazsınız biliyorum. Bir de size söylemediğim bir şey yaptım sokaktan hayvan sahiplendim. Kaldığım otelin karşınsa ki başka otelde beşten daha fazla kedi varmış ben hepsini çok beğendim aralarından birini bana arkadaşlık yapması için yanımda götürüyorum. Önce veterinere gördüm, iç ve dış parazit yaptırdım. Kimlik çıkarttım. Adını Rüzgar Gülü koydum. Buranın rüzgarı akşamları çok güzel serinletiyor ve rahatlatıyor o yüzden bu ismi koydum. Annem ve babam çok şaşıracaklar ama bir o kadar da sevinecekler. Onlara bana hep öneriyorlardı ama ben yok diyordum burada görünce neden sevebileceğimi düşündüklerini anladım. Çok tatlılar, huzurlular ve masumlar.
Tek kişi olarak geldiğim tatile 2 kişi olarak dönüyorum. Sizde ruhunuza neyin iyi geleceğini keşfetmek için denemeler yapmalısınız. Benim gibi gezgin ruhu olan biriyseniz koşarak Alaçatı’ya gelmelisiniz. Buraya tekrar gelirsem bu sayfaya yine yazacağım. Sizde burayla ilgili bir şeyleri unutmak istemiyorsanız bu sayfada paylaşabilirsiniz. Sayfanın yetkilileri sizinle iletişime geçip size yardımcı oluyorlar. Belki bir gün Alaçatı’da görüşürüz. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.