Uzun ve yorucu çalışmalarla geçen okul hayatı sonunda bitti. En yakın arkadaşım Meryem sevgilisinden ayrıldığı için o kadar mutsuzdu ki, Gözde ile düşünüp onun için bir şeyler yapmaya karar verdik. İşte Alaçatı serüvenimiz tam olarak böyle başladı. Alaçatı bize unutamayacağımız bir yaz tatili sundu. Tatil için nereye gideceğimizi düşünürken Alaçatı Otelleri sayfasına rastladık ve denemekten ne zarar gelir ki? Diyerek hemen kendimize Alaçatı’da tatil bölgelerinden birinde bir otel seçip yer ayırttık.
Alaçatı’ya geldiğimiz andan itibaren büyülenmiş gibiydik. Buranın gerçekten çok farklı bir aurası olduğu konusunda 3ümüz de hemfikiriz. Sokakları, yapıları, renkleri, havası… o kadar rahatlatıyor ki hiçbir şey düşünmeden kendinizi sadece Alaçatı’nın kollarına bırakıveriyorsunuz.
Otele yerleşir yerleşmez zihnimizi negatifliklerden arındırmak adına yoga yaptık ve zihnimizi tamamen boşaltarak Alaçatı için hazır hale getirdik. Meryem bile geldiğimiz andan itibaren eski sevgilisinden bahsetmeyi tamamen bırakmıştı. Her şeyi geride bırakıp kendimizi Alaçatı’ya teslim ettik. Buranın havası bile bize iyi hissettiriyordu. Sonrasında Otelin kahvaltı saatine yetiştik. O kadar çok çeşit vardı ki neredeyse kendimizi kaybediyorduk. Ege’nin meşhur yöresel yemeklerinin gerçekten abartıldığı kadar olduğunu fark ettik.
Kahvaltıdan sonra plaj çantamıza sarılıp Ilıca Plajına (Ilıca Plajı hakkında) doğru yola koyulduk. Gözde, plajda güneşin tenine nüfuz ederken verdiği o tatlı sıcaklık hissi ile o kadar rahatladı ki sonunda uyuyakaldı. Biz de Meryem’le denizde voleybol oynayan bir arkadaş grubuna katıldık. Burada insanlar çok sıcakkanlı olduğundan tanışıp kaynaşmak hiç zor olmadı. Hatta Meryem ayrılık acısını atlatıp yeni aşklara yelken açmaya karar vermiş olacak ki gruptan birisiyle sosyal medyadan ekleşti (klasik Meryem işte). Arkadaşımın mutlu olduğunu görmek beni de fazlasıyla mutlu etmişti. Gözde de çok geçmeden uyanıp bize katıldı. Suyun içinde vakit geçirmek ve sıcak havadan kurtulmuş olmak bizi oldukça rahatlattı. Zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile değildik. Sonunda yeni arkadaşlarımızla da vedalaşıp otelimize geri döndük.
O kadar şey yapmamıza rağmen enerjimizde hiç azalma olmamıştı. Her şey en güzel şekilde ilerliyordu ve keyfimiz yerindeydi. Günü sonlandırıp uyumaya kimsenin niyeti yoktu. Akşam yemeği için meyhaneye gitme kararı aldık ve hazırlanmaya başladık. En güzel kıyafetlerimizi seçip en beğendiğimiz takıları taktık. Kendimizi gerçekten göz alıcı hissettiğimiz o an çıkmak için hazırdık. Hemen bir selfie çekip bu anı ömür boyu saklamaya karar verdik.
Meyhaneye oturduğumuzda keyfimiz oldukça yerindeydi. Sakin, hoş ve rahatlatıcı bir yer seçmiştik. Balıklar ve en sevdiğimiz mezeler hızlıca servis edildi. Hepsinin tadı enfesti. İlk kadehimizde gülüp eğleniyor, bol bol sohbet ediyorduk. Herkesin neşesi yerindeydi. Eskilerden konuştuk anılarımızdan bahsettik ve başımızdan ne çok şey geçtiğini düşündük. Dostlarımla birlikte çok güzel şeyler yaşamıştık. Ama bu anı, Alaçatı’yı ve bize hissettirdiği bu güzel hisleri ömrümüz boyunca unutamayacağımıza eminim. Kadeh sayısı arttıkça kahkahalarımız da artıyordu. İlerleyen saatlerde ise üstümüze bir duygusallık çökmeye başladı. Sürekli birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizden bahsetmeye başladık. Birbirimize sıkıca sarılarak her sene birlikte buraya tekrar geleceğimize dair bir söz verdik. Gece sonunda ise mutlu bir şekilde otele gidip derin ve rahatlatıcı bir uyku çektik. Buraya gelmek yaptığımız en güzel şey olmuştu. Her şeyin bu kadar kusursuz oluşu, bize Alaçatı’yı seçerek ne kadar doğru bir karar verdiğimizi fark ettirdi.
Alaçatı’da tatil deneyimimiz bize birçok duyguyu aynı anda tattırdı. Buranın gerçekten insanları büyülediğine inanıyorum. Burada dolu dolu 2 gün daha geçirdikten sonra Muğla’ya doğru yola çıkacağız. Ama hayatımın sonuna kadar burada kalmayı teklif etseler kesinlikle kabul ederdim.
Sizler de tatil için nereye gitsek diye düşünüyorsanız Alaçatı’yı şiddetle tavsiye ediyorum.