Ara
Close this search box.
Ara
Close this search box.

Çeşme Kalesi ve Delikli Koy Maceralarımız

26.08.2022

Merhaba arkadaşlar Bilge ben. Ailecek çıktığımız Alaçatı tatilinin ikinci gününde de sizlerleyim. Bugün kızım kocam ve ben çıkmış olduğumuz bu tatilde kafamızı dinlemek adına bir şeyler yapacağız. Malum iş hayatının yoruculuğundan kurtulmamız için az bir zamanımız kaldı. Otelimizdeki (Alaçatı otelleri hakkında bilgi için tıklayın) süremiz dolunca yaşadığımız şehre geri dönecek ve tüm bu güzellikleri arkamızda bırakacağız. Bu yüzden kalan her günün tadını çıkarmaya ve sadece eğlenmeye bakıyoruz. Bu gün duraklarımızı Alaçatı Deliklikoy ve Çeşme Kalesi olarak belirledik.

İlk olarak otelin lobisine gittik. Müşterilerden birkaçı da kahvaltı için oradaydı. Zaten butik bir otel olduğundan pek de kalabalık değildi. Butik otellerin bu yönden seviyorum. İsteklerimizle hemen ilgileniliyor. Aynı zamanda sakin ve gürültüden uzak oluyor. Kahvaltımız için çok özenildiği her halinden belliydi. El yapımı bir sürü yiyecek geldi önümüze. Hazır yemeklerdense bu tarz el yapımı yiyeceklere bayılıyorum. Hem daha sağlıklı hem de daha lezzetli oluyorlar. Arya’nın hiç bu kadar iştahla yemek yediğini görmemiştim. O yedikçe ben de istemsiz doyuyordum. Bir anne olarak onun mutlu olması için elimden ne geliyorsa yaparım. Demir de büyük bir iştahla yiyordu. Koca bir masayı yiyecek sandım bir an. Ben de onlara eşlik ettim ve masamızda ne varsa silip süpürdük. Güne güzel başlamanın en önemli adımlarından biri kahvaltıdır. Biz de kahvaltımızı en iyi şekilde yaptığımız için bugünün harika geçeceğinden eminim. 

Biraz yüzmeye karar verdik. Alaçatı’nın güzel Plajlarını ve sahillerini deneyimlemek istiyorduk. Çark plajının methini hep duyduğumuzdan günün ilk durağı olarak orayı seçtik. Heyecanlıydım çünkü herkesin öve öve bitiremediği Çark Plajı’nı gözlerimle görmeyi çok istiyordum. Acaba istediğim şeyleri karşılayabilecek mi yoksa hayal kırıklığı mı olacak diye düşünmeden edemiyordum. Plaj çantalarımızı alıp Delikli Koy’a doğru yola çıktık. Plaja gelir gelmez gerçekten methettikleri kadar olduğunu fark ettim. Hayatımda gördüğüm en güzel denize sahipti. Su resmen havuz gibi berraktı. Denizin dibini görmek için bir çabaya girmeme gerek kalmadı. Baktığım anda suyun altına gözlerimle görebiliyordum. Manzarası o kadar güzeldi ki sadece baka kaldım. Ve daha çok genç kesimler burada kamp yapıyor eğleniyor ve şakalaşıyorlar. Bana gençliğimi hatırlattığı için onları izlemeyi hatta onlara katılmayı çok severim. Aslında ben de yaşlı sayılmam ama evlendikten sonra sorumluluklarım olduğu için eskisi kadar gelişigüzel yaşayamıyorum. Ama halimden de son derece memnunum tabi.

Alaçatı Delikli Koy'da yüzen insanların yukarıdan görüntüsü

Dalgınlıkla izlediğim gençlerden gözümü ayırdım ve derin düşüncelerden kendimi çıkardım. Arya ve Demir yüzmek için denize girmişlerdi. Ben de biraz güneşlenmek istedim. Çok mutlu ve güzel gözüküyorlardı. Onlara bakıp gülümsedim. Bronzlaştırıcı sürdüm ve kavruk bir tene sahip olmanın hayaliyle gözlerimi kapattım. Birkaç saat sonra Demir ve Arya acıktıkları için denizden çıkıp yanıma gelmişlerdi. Yanıma atıştırmalık bir şeyler almıştım. Parlayan gözlerle bana bakıp iki yanağımdan da öptüler. Gerçekten kurt gibi acıkmış olmalılardı. İleriden içecek bir şeyler de alıp getirdiklerimi yemeye başladılar. Daha sonrasında ben de biraz yüzmeye karar verdiğim için suya girdim. Uzun süren güneşlenmemin ardından biraz serinlemek iyi gelecekti. Su tek kelimeyle harikaydı. İlk başta buz gibiydi ama bir süre sonra şaşırtıcı bir şekilde alışmaya başladım. Deniz kumluydu. Taş olmaması aklımı başımdan almıştı bile. Denizin dibine kadar batıyor dibinden kumları çıkarıp geri bırakıyordum. Vücudum suyun etkisiyle çok rahatlamıştı. Çıktıktan sonra havluya sarılıp kendimi kuruttum ve otelimize döndük.

Otelde hepimiz hızlıca duşlarımızı aldık ve giyindik. İstikamet Çeşme Kalesi idi. Demir ve ben tarihi yerleri gezmeye bayılırız. Çeşme kalesi Alaçatı limana yakın bir konumdaydı. Oraya da uğramayı ihmal etmeyecektik tabii ki. Kaleye vardığımızda ilk dikkatimi çeken mimari yapısıydı. Tarihi dokusunu bakarak bile hissetmeniz mümkün. Manzarası ise şahane. Tüm çeşme ayaklarınızın altındaymış gibi. Tam olarak limana bakıyor. Kesinlikle gezilmesi ve görülmesi gereken (Alaçatı gezilecek yerler hakkında bilgi almak için tıklayın) bir yer. İçerisi çok büyük ve güzel. İçinde bulunan müzeyi de ziyaret edip tarihin tozlu raflarını karıştırdık. İçeride Osmanlı Rusya savaşı ile ilgili sergiler ve sikkeler vardı. Gördüklerim beni etkilemeyi başarmıştı.

Alaçatı otelleri Çeşme Kalesi'nin muhteşem manzarası

Kaleden gün batımını izlemenin zevki ise bambaşkaydı. Gün batımını izlerken Demir’le birbirimize sarıldık. Bu manzara karşısında ikimiz de hayrete düşmüştük. Bu kadar güzel bir anı yaşamayı beklemiyorduk. Kale bize resmen hikayesini anlattı. Neler yaşandığını ve nelere tanıklık ettiğini bizimle paylaştı. Biz de onu şaşkınlıkla dinledik. Karşısında bulunan eşsiz limanı saldırılardan koruyabilmek adına yapılmıştı. Ve yapı olarak korunarak günümüze restore edilmişti. Burası bizi ailecek çok etkiledi ve hepimiz hayran kalmıştık. Arya tarihi gezilerimizde oldukça sıkılırdı ama bu sefer onun da burayı gezerken zevk aldığı belliydi. Kalenin içinde bir kaplumbağa gördük ve Arya ile onu besledik. Çok tatlı bir kaplumbağaydı. Hatta Arya onu eve götürmek istedi. Her zamanki Arya işte. Sokaktaki hayvanların hepsini evimizde toplamak istiyor. Ona bunun mümkün olmayacağını açıkladıktan sonra gezimize devam ettik.

Çeşme Kalesi Cezayirli Gazi Hasan Paşa heykeli

Tam Çeşme Kalesi yanındaki kafede ise oturup içecek bir şeyler sipariş ettik. Hızlı servisi ve çalışanlarının güler yüzü tüm yorgunluğumuzu söküp aldı. İçeceklerimizi içerken kale hakkında fikirlerimizi belirttik. bütün ev halkı bu geziden memnun kalmıştı. Onları mutlu görmek beni de mutlu ediyordu. İçeceklerimizi bitirdikten sonra Port Alaçatı Marina tarafına doğru yürümeye başladık. Burada rüzgar çok güzel esiyordu. Sıcaktan bunalanlar için bire bir. Su son derece berrak. Dibini görmek için bir çaba harcamanıza bile gerek yok. Deniz kenarında da birbirinden güzel restoranlar bulunuyor. Biz de acıktığımız için bugün lezzetli bir balık yemeye karar verdik. Balığın tadı o kadar güzeldi ki daha önce bu kadar güzel bir balık yediğimi hatırlamıyorum. Denize karşı yemek yemek de ekstra keyifli ve huzur verici. Yanımda ailemin olması ise bu anı daha özel kılıyordu. Gerçekten çok eğlendiğim bir gün oldu. Uzun zamandır bu kadar huzurlu bir gün geçirmemiştim. Alaçatı’da geçirmiş olduğum 2 gün bile bütün bir yılın stresini, derdini üstümden alıp götürmüştü.

Alaçatı Otelleri Alaçatı'da balık yemeği

Otelimize döndüğümüzde hep birlikte oyun gecesi yapmaya karar verdik. Jenga taşlarını dizdik ve düşüren için güzel bir cezamız vardı. Kafasından aşağı soğuk su dökecektik. Tabi arya düşürürse daha az ve sıcak su dökeceğimiz konusunda anlaştık. “Umarım düşüren kişi ben olmam” diye geçirdim içimden. Maalesef bu dileğim gerçekleşmedi ve bütün taşları devirdim. Kafamdan aşağı buz gibi suyu boşalttılar ama hava sıcak olduğu için aslında iyi geldi. Yine de saçlarımı kuruttum ve üstümü değiştirdim. Saat geç olduğundan hepimiz uyumak için yataklarımıza girdik.

Bugün gerçekten hem çok eğlendim hem de yeni bilgiler edindim. Alaçatı’da geçirdiğim her gün bütün bir senenin stresini alıp götürüyor. Ailecek gidecek bir yer arıyorsanız kesinlikle size Alaçatı’yı öneririm. Pişman olmayacağınıza eminim. Hepinizin huzur ve mutluluk dolu, sevdiklerinizle yan yana bir yaz tatili geçirmenizi diliyorum.

Görüşmek üzere – yazısı

İlginizi Çekebilir

Alaçatı
İpuçları
Alaçatı Etkinlikler
Alaçatı Yeme ve İçme
Alaçatı Gezilecek Yerler
Sahiller, Koylar ve Plajlar
Alaçatı Otelleri
Blog Yazıları