Alaçatı otelleri bana ilham kaynağı oldu ve kendime Alaçatı’da mutlaka yapılması gerekenler listesi hazırladım. Bu listeyi yaparken hobilerimi ve fobilerimi bir kenara not aldım. Bu notlara bakarak ve Alaçatı etkinlikler neler olduğunu ve hangi tarihlerde yapıldığını da kağıda yazdım. Benim orada kaldığım zamanlarda herkes ile katılacağım etkinlik olmadığı için bende biraz araştırma yaparak neler yapmam gerektiğini detaylı araştırmadan sonra özet olarak yapmaya karar verdim. Deli dolu, heyecanlı bir hayat sürmeyi seviyorsanız sizde bunları yapabilirsiniz.
İlk olarak belirlediğim koyda arkadaşımla beraber bir gece kalmaya karar verdim. Çadırımız, bizi böceklerden koruyacak herhangi bir ekipmanımız bulunmuyordu sadece yük olmayacak derecede hafif pike ve kamp sandalyesi. Yiyecek ve içeceği de istediğimize bağlı olarak abur cubur almaya karar verdik ve çantamıza yerleştirdik. Alaçatı Deliklikoy bizim için gidilecek en güzel koyların başlarında yer alıyor. Listeyi ben yaptım ama arkadaşımda onayladı. Aklınıza takılmasın bu küçük ayrıntı. Delikli koy yazın sonuna doğru çok kalabalık olmuyor. Sadece bu durgunluğu seven insanlar kalıyor. Bizde Neşe ile o insanlar arasına giriyoruz. Çantalarımız ve bazı eşyalarımızı alıp Migros’un oradaki duraktan Alaçatı Port arabasına bindik. Port da son durakta inip yolun gerisini yürüyerek devam etmeye karar verdik. Delikli koy’a giden arabalara otostop çektik. Ve ilk araba bizi aldı. Daha önce farklı yerlerde de otostop çektiğimizde kolay kolay kimse durmuyordu. Burada bir ilkte yaşanmış oldu. Yol çabucak bitti ve Delikli Koy’a geldik. Günün başından sonuna kadar denizin tadını çıkardık güneşlendik, muhabbet ettik, sevgililerimizden bahsettik, uyuduk burada kaldığımız süre boyunca keyifli kalmaya karar verdik. Yanımıza blush şarapta almıştık. Alışkın olduğumuzdan dolayı bizi çok etkilemedi. Kız arkadaşınızla ya da erkek arkadaşınızla buraya gelebilirsiniz. Günün nasıl geçtiğini hiç anlamadık. Aklımıza telefon ve sosyal medya gelmedi desek yeridir. Geldiğimiz gibi geriye dönüş içinde buraya gelmiş ve merkeze dönecek olan insanlardan rica ettik. Çok kibar olduklarını belirtmeliyim.
Bugün ise akşam dışarıya çıkıp eğleneceğiz. Neşe ve ben normalde 15 yıldır arkadaşız. Tatillerimiz her zaman denk gelmez denk geldiğinde ise tadını çıkarmasını çok iyi biliriz. Yaşadıklarımızı sizinle paylaşmak istedik çünkü Alaçatı ve Çeşme’nin çok güzel sokakları, koyları, insanları ve köpekleri var. Günlük hayatta hep iş ile meşgul olduğumuzdan sadece özel günlerde birkaç kadeh şarap içeriz. Ama bugünkü yapmak istediğimiz şey rakı içmek ve bütün o iş hayatındaki ya da ailedeki etiketlerimizi bir köşeye bırakarak eğlenmek. Kemalpaşa caddesi üzerinde meyhaneleri çok beğendik dışarıdan. Pazarın o tarafta da meyhaneler varmış ama biz Hoşçakal’a gelmeye karar verdik ve yer ayırttık. Bilirsiniz kadınlar dışarıya çıkmadan saatler öncesinde hazırlanmaya başlarlar. Bizde aynen öyle yaptık. Otelimiz Madam Coco’nun oraya yakın olduğu için oradaki esnaflara ve oturduğumuz kafedeki çalışanlara hangi kuaföre gideceğimizi sorduk. Onlarda bize Monk Otel’in hemen aşağısında sağda kalan kuaföre gitmemizi önerdiler. Bizde onların önerilerine kulak verdik ve o kuaföre gittik.
Kuaförde iki kadın çalışıyor. İkisi de güler yüzlü ve muhabbet etmeyi seviyorlar. Bu önemli bir detay bazıları sadece işini yapıp güle güle diyor insana. Neşeyle biz konuşmayı severiz. O iki hanımefendi bize çok güzel tavsiyelerde bulundular kaş, tırnak ve saç için. Ne kadarını gerçekleştirebiliriz bilmiyoruz. Çok güzel olduk. Kendimizi sevmeye ve övmeye bayılırız. Ben siyah elbise giydim. Neşe ise yeşil bir elbise tercih ettik. Çok da patlak olmasın istedik. Simli ya da taşlı elbise giymeyi ikimizde sevmiyoruz. Giydiğimizde bir düğün var da bizde gelinin kız kardeşi gibi hissediyoruz. Akşam 8:30 gibi gittik kapanana kadar oturmayı planladık ama öyle olmadı. Yemeklerimizi söyledik mezelerimiz geldi yeni rakı istedik oda geldi. Kız kıza yapacağımız güzel eğlenceye bugün yenisi eklenecekti. Biraz yedik sohbet ettik, gelen geçen insanlara baktık, erkek arkadaşlarımızdan yine bahsettik. Konuşacak şeylerin başında ilişkilerimiz ile ilgili akıl almak, duyguları paylaşmak çok iyi geliyor. Çok fazla kalamadık çünkü yan masamızda bizim gibi iki tane hanım efendi biraz fazla içtiklerinden dolayı biraz rahatsızlandılar bizde onları gidecekleri yere kadar bıraktık. Sonrasında otelimize geriye döndük hiç halimiz kalmamıştı. Çok rahatlamıştık. Rakıyı sevmediğimizi fark ettik. Bundan sonra başka bir alkollü içeceğe bir süre ara vermeye karar verdik.
Geriye bir günümüz kaldı onu da Alaçatı sokaklarını keşfederek ve fotoğraf çekinerek geçirmeye karar verdik. Kaldığımız otelden en rahat bir şekilde çıkmaya karar verdik. Sokakları keşfedip, burayı bir güzel bir günde öğrenecektik ve de çok kararlıydık. Spor ayakkabımızı giymek en önemli detay unutmamalısınız. Burası Arnavut kaldırımlı olduğu için yürürken zorlanmamanız açısından bu detay önemli. Haritalara bakarak yürüdük ara sokaklara girdik. Okullar, rengarenk begonvil, farklı ırklarda sokak köpekleri, güzel kokan adını bilmediğimiz ağaçlar, farklı insanlar keşfettik. En beğendiğimiz yer Çamlık Mahallesi oldu. Yürüyüş yaptığımız yerler çok güzeldi. Bir ara köpeklere ve kedilere mama verdik. Biz çöpün kenarlarına koyduk mahalle aralarında sorduğumuz insanlar oraya koyun onlar yer dediler.
Alaçatı’da kaldığımız süre boyunca kafamıza göre takıldık. Sizde mutlaka geldiğinizde burayı keşfetmelisiniz. Merak ettiğiniz koylara gidebilirsiniz. Zamanınız varsa çamur banyosuna gitmelisiniz. Biz gitmedik ama çok duyduk faydalarını diğer geldiğimiz zamana saklıyoruz çamur banyosunu. Biz meyhaneye gitmeyi tercih ettik siz başka eğlence mekanlarını tercih edebilirsiniz. Sokaklarda fotoğraf çekebileceğiniz çok güzel alanlar var oralarda fotoğraf çekinmelisiniz. Gitmeden hediyelik küçük de olsa birkaç parça bir şeyler almalısınız. Diğer geldiğimde yine Alaçatı otelleri sayfasıyla yaptıklarımı paylaşacağım. Umarım sizde bizim gibi güzel zamanlar geçirirsiniz.