Hepinize yeni bir günden merhaba arkadaşlar. Ben Bilge Merve Doruk ve bugün yeni bir blog yazısı ile karşınızdayım. Alaçatı’da geçirdiğim günleri anlattığım yazıları okurken umarım keyif alıyorsunuzdur. Ben yaşadıklarımı sizlere anlatırken tekrar yaşıyor gibi oluyorum. Bu da son derece keyif verici. Bu yüzden burada yaşadığım her macerayı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Bugün ise heyecan dolu maceralarla karşınıza çıkıyorum. Alaçatı otelleri arasından favorimiz haline gelen otelimizde yeni bir güne daha gözlerimizi açtık. Bu gün yamaç paraşütü yapacağımdan habersizdim.
Ailemle yeni bir güne uyanmanın mutluluğu üzerimdeydi. Hızlıca toparlanıp yataktan kalktık ve otelin hazırlamış olduğu kahvaltıdan yemek için odamızdan çıktık. Yeni arkadaşım olan Rita ve oğlu Nicholas da oradaydılar. Onları gördüğüme sevinmiştim. Nicholas ve Arya kahvaltılarını hemen bitirip oynamak için yanımızdan ayrıldılar. Demir, Rita ve ben ise tadını çıkararak yiyorduk. Rita’ya Türk mutfağını tanıtıyordum. Özellikle Ege mutfağına bayılıyordu Rita. Ev yapımı reçeller, özenle hazırlanmış omlet, boyozlar ve daha birçok çeşit kahvaltılık ürün vardı masamızda. Hepsini afiyetle yedik. Alaçatı yeme ve içme konusunda her seferinde damak zevkinize hitap eden türden yiyeceklerle karşınıza çıkmayı başarıyor.
Kahvaltıdan sonra Rita bana bir teklifle geldi. Rita’nın maceraperest olduğunu biliyordum zaten. Bu teklifi aklımı başımdan aldı. Bugün birlikte yamaç paraşütü yapıp yapamayacağımızı sordu. Çok heyecanlanmıştım ama çocuklar ne olacak diye geçirdim içimden. Demir gözlerimden anlamış olacak ki çocuklarla kendisinin ilgilenebileceğini söyledi. Demir yükseklikten hep korkardı. Bense tam bir adrenalin bağımlısıyım. Bu tarz etkinliklere (Alaçatı etkinlikler hakkında bilgi almak için tıklayın) hep merakım vardır. Buraya gelirken de aklımdan geçiyordu ama Demir korktuğu için teklif etmemiştim. Şimdi bu teklifi Rita’dan duymak tekrar beni heyecanlandırdı. Gözümdeki ışıltıyı evet olarak kabul edip o da sevindi. Otel resepsiyonundan bunun için yardım istedik ve bizi hemen yamaç paraşütünü gerçekleştirebileceğimiz bir alan önerdi. Bu konuda bize yardımcı olmaları hoşumuza gitmişti. İkimiz de bu konuda tecrübeliydik ve kendi başımıza yapabilecek kadar bilgi birikimine sahiptik. Demir’i çocuklar konusunda iyice tembihleyip Rita ile otelden çıktık.
Yamaç paraşütü yapacağımız noktaya ulaştık. Çok heyecanlıydım. Hazırlanırken biraz sohbet ettik. İkimiz de bunu daha önce denemiştik ama Alaçatı’nın eşsiz manzarası eşliğinde hiç yapmamıştık. Bizi en çok heyecanlandıran da bu oldu. Alaçatı’da yamaç paraşütü yapma zevkinin bambaşka olduğunu duymuştum. Beklentilerimin karşılanacağından şüphem yoktu. Rita paraşütünü ve gerekli ekipmanlarını giyindi. Hazır olduğunda arkasını dönüp bana gülümsedi ve gökyüzünde süzülerek uzaklaştı. Giderken de bana el sallamayı ihmal etmedi. Ben de o gittikten sonra ekipmanlarımı giyinip çıkmak için hazırlanmaya başladım.
Sonunda çıkmak için kendimi hazır hissediyordum. Kendimi derin bir boşluğa bıraktım. Ayaklarım yerden kesildiği an kalp ritmim hızlanmaya başlamıştı. Rüzgarın suratıma çarpışını ve saçlarımın rüzgar eşliğinde uçuşmasını hissettim. Muazzam bir histi. Aşağı baktığım an hayatım boyunca unutamayacağım bir manzarayla karşılaştım. Resmen bütün Alaçatı ayaklarımın altındaydı. Her şey küçücük gözüküyordu. İnsanlar, ağaçlar, evler, deniz… Hepsi ayaklarımın altındaydı. Bulutların üzerindeydim ve bu his beni bambaşka diyarlara alıp götürdü. Gökyüzünde süzülürken kendimi bir kuş gibi özgür hissettim. Bulutların içinden geçtik ve her yer beyaza büründü. Bulutları delip geçtiğimizi düşündükçe heyecanım artıyordu. Kalbim deli gibi atıyordu ve ayaklarımı sallayıp kendimi anın güzelliğine bıraktım. Masmavi deniz altımda küçücük olmasına rağmen uçsuz bucaksız gözüküyordu. Bu benim için unutulmaz bir deneyim olmuştu. Otele dönüp yaşadığım her şeyi Demir’e anlatmak için sabırsızlanıyordum.
Manevralar yaparak iniş yapacağımız alana doğru yöneldik. Hiç bitmesin istiyordum. Yaklaştıkça her şey büyümeye başladı. Evler, insanlar, ağaçlar gittikçe büyüyordu. Sonunda Rita’yı iniş alanında beni beklerken gördüm. Güvenli bir iniş sonrası hemen ona koştum. Birbirimizle neler yaşadığımızı paylaştık. O da benim gibi bu deneyimden çok memnun kalmıştı. Onun da gözlerinin içi gülüyordu. Hiç unutamayacağımız bir an olarak aklımıza kazındı. Birer kahve içmeye karar verdik. Yakınlarda bir kafeye oturduk ve sohbet ederken kahvelerimizi yudumladık. Rita’da Türk kahvesine bayılıyordu. Yaşadığı ülkeye götürmek için birkaç paket almıştı bile. Ona nasıl yapıldığını öğreteceğime söz verdin. Dostluğumuz çok güzel ilerliyordu. Çocuklarımız da çok iyi anlaşıyorlardı. Kısa zamanda böylesine güzel bir dostluk kurabildiğimiz için ikimiz de kendimizi şanslı hissediyorduk. Kız kıza vakit geçirmek de ikimize de iyi gelmişti. Artık çocukları da merak ettiğimizden otele dönmeye karar verdik.
Otelde karşılaştığımız manzara ikimizi de güldürdü. Havuzun kenarında Demir’in kafasından aşağı Nicholas kovayla su döküyor, Arya ise ayaklarından tutup havuza doğru çekmeye çalışıyordu. Çocuklarla pek baş edebilmiş gibi görünmüyordu. Geldiğimizi gelen çocuklar koşarak yanımıza geldi ve bize kocaman sarıldı. Demir ise teşekkür eden gözlerle bize baktı. Hayatını kurtarmışız gibi bakıyordu. Hep birlikte yemeğe gitmeye karar verdik. Güzel bir akşam yemeği yesek fena olmazdı. Odalarımıza çekildik ve hazırlanmaya başladık. Arya yine benimle uyumlu giyinmek istedi. Ben şık bir beyaz elbise tercih etmiştim. O da kendine daha sportif beyaz bir elbise seçti. Yine yan yana çok güzel gözüküyorduk. Hafif ama yine de şık duran makyajımı da tamamladıktan sonra Rita’nın kapısını tıklattık. O da çok güzel gözüküyordu. Yemek yiyeceğimiz yere doğru yola çıktık.
Yolda yürürken çocuklar gördüğü her kediyi sevdiği için ulaşmamız zorlaşıyordu. Artık dayanamadım ve hızlı olmalarını söylemek yerine ben de kedileri sevmeye başladım. Birkaç kedi etrafımızda pervane olmuşlardı. Dünya’nın en tatlı istilası bu olsa gerek. Yumuşacık tüyleriyle bacağıma sürünüyor ve onu sevmem için tatlı gözleriyle bana bakıyorlardı. Hepsini teker teker sevdikten sonra yakınımızdaki marketten onların yemesi için mama aldık. Arya’ya yine onları eve götüremeyeceğimiz hakkında bir konuşma yaptım. Kendime de kabullendirmeye çalışıyor olabilirdim bu sefer. Burada kediler bile son derece mutlu gözüküyorlardı. Kedi olsaydım ben de Alaçatı’da yaşamayı tercih ederdim tabi. Birlikte geziyorlar ve yalnız değillerdi. Bu kadar sıcakkanlı insanların arasında iyi bakıldıklarına da eminim. Evimize dönünce bir evcil hayvan sahiplenme fikrini aklıma yerleştirdim bu sefer. Aile üyelerine bir yenisinin daha eklenmesinden bir sakınca gelmezdi. Arya bu habere çok sevinecek ama bunu henüz onunla paylaşamam. Sürpriz olarak kalsa daha doğru olur diye düşündüm.
Yemek yiyeceğimiz restorana geldiğimizde içerisi çok hoş gözüküyordu. Mimarisi göz kamaştırıyordu. Işıkları hiç göz yormamasına rağmen aydınlatması çok güzeldi. Dekorasyonlarının özenle seçilmiş olduğu ise her halinden belli oluyordu. Pizza canavarları olarak şehrin en iyi pizzalarını yapan yeri bulmuştuk. İçerisinde en sevdiğim malzemeleri barındıran pizzayı seçtim ve siparişlerimizi verdik. Sabırsızlıkla bekliyorduk. O sırada Rita ile yamaç paraşütü sırasında yaşadıklarımızı masadakilerle de paylaştık. Arya büyüyünce kendisinin de yamaç paraşütü yapmak istediğini söyledi. “İşte benim kızım” diye geçirdim içimden. Demir ise korku dolu gözlerle bize bakıyordu. Anlattıklarım onu heyecanlandırmamış, aksine korkutmuştu. Demir’in yükseklik korkusunu aşmak için bir şeyler yapmamız şart oldu artık. Pizzalarımız geldiğinde herkes çok mutluydu. O kadar güzel gözüküyorlardı ki görsel bir şölendi resmen. Restoranın görüntüsü zaten bizi etkilemişken bir de pizzaları görmek burayı bizim favori mekanımız olarak belirlememizi sağladı. Bir ısırık aldığım an kararımı verdim. Hayatımda yediğim en iyi pizza buydu. Herkes benimle aynı fikirdeydi. İtalyan pizzalarından farksızdı. Tüm Hacımemiş Mahallesi pizzanın güzel kokusuyla doluyordu. Kokuyu takip edenler ise buraya ulaşıyordu. Herkes pizzanın güzelliğine kendini kaptırmıştı. Yanına söylediğimiz özel yapılmış kokteyller ise yediğimiz pizzayı daha da özel kılıyordu. Burası tekrardan gelmem gereken bir yerdi.
Yemekten sonra sahilde bir yürüyüşe çıkıp yediklerimizi sindirmeye karar verdik. O kadar çok yemiştik ki kilo almamız an meselesiydi. Sahilde insanlar oturuyor, gençler gitar çalıp şarkılar söylüyor ve tatlı sokak hayvanları dolaşıyorlardı. Uzun bir yürüyüşün ardından biz de oturup denizin huzur verici sesini dinledik ve sohbet ettik. Dalgalar kıyıya çarptıkça muhabbetimiz şenleniyordu. Çocuklar ise koşup oynuyordu. Çok güzel bir akşam geçirmiştik. Mısır yemek isteyen çocuklara seyyar satıcıdan mısır satın aldık. Uzun süren bir muhabbetin ardından hepimizin uykusu gelmeye başladı. Otele dönmek için yola çıktık.
Çok güzel ve eğlenceli bir gün olmuştu benim için. Alaçatı, aklımdan geçen her şeyi gerçekleştirmem için bana bütün imkanlarını sunan bir yerdi. Emekli olunca yapmak istediğim tek şey buraya yerleşip şehir hayatından uzaklaşmak. Sevdiklerimle burada yaşlanmak birkaç günde benim tek hayalim haline geldi. Tatil yapmayı düşünenlerin ise kesinlikle uğraması gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Sadece ben değil tanıdığım herkes de benimle aynı fikirde. Sizlere de bol Alaçatı’lı günler diliyorum.