Selam arkadaşlar. Yine ben Luna. Artık beni tanıyorsunuz çünkü sizin için Alaçatı otelleri sayfasına bol bol blog yazıyorum. Akşam sahilde voleybol turnuvası düzenliyoruz. Ben de sizinle voleybol oyuncusu olduğum bilgisini sanırım paylaşmadım. Artık öğrendiğinize göre akşamki turnuvayı kaçırmayacağımı da bilirsiniz. Ama ondan önce enerjimi toplamam ve turnuva için hazır olmam lazım. Bu yüzden yogaya gitmeye karar verdim.
Kendime odamdan bir yoga matı aldım ve bu güzel etkinlikte bana katılması için Zehra’yı aradım. İkiletmeden yola çıkmıştı bile. İşte Zehra’yı bu yüzden çok seviyorum. Sakin bir alan bulduk kendimize. Denize doğru döndük yüzümüzü. Dalgaların sesini duymak bile beni şimdiden rahatlatmıştı. Sonra uygun bir zemin bulup yoga matını yere serdik. Tamamen odaklandık ve hareketleri yapmaya başladık. Kan akışımın hızlandığını hissediyordum. Nefes egzersizleri sayesinde aldığım nefes bile farklı hissettirmeye başladı. Bugüne bomba gibi bir giriş yapacağımdan eminim. Bu turnuvayı ciddiye alıyorum ve kazanmak istiyorum. Tabi eğlenmek daha önce geliyor.
Nefes egzersizlerini tamamladıktan sonra hareketlere geçtik. Zihnimi tüm düşüncelerden arındırmıştım. Tamamen boş haldeydi. Hareketleri yapmak vücudumu çok rahatlattı. Bambaşka bir insan haline geldim resmen. Daha zinde daha huzurlu hissediyordum artık. Yeşilliğin kokusunu son kez içime çekip kalktım. Burada sonsuza kadar kalabilirim ama yapmam gereken şeyler de var.
Tuna aradı ve oturup bir bardak kahve içmeye karar verdik. Zehra Tuna ve ben bol bol gülüyor ve eğleniyorduk. Kahkahanın eksik olmadığı bir masadaydık. Güne pozitif başlamamızın etkisi vardı tabii. Kafenin muhteşem görüntüsü de neşemizi artırıyordu. Güzel dekoratif ürünleri ve renkleri gözümüzü kamaştırıyordu. Dekore etmek için çok uğraşıldığı belliydi. Oturaklarının rahat ve yumuşaklığını da düşününce yeni favori mekanım olarak burayı seçebilirim diye düşündüm. Gerçi Alaçatı’da favori mekan seçmek gerçekten imkansız. Her biri farklı tasarımlarda ve birbirinden güzel olduğu için bir favori mekan belirlemem mümkün değil.
Uzun ve derin bir sohbetin ardından plaja doğru yola çıktık. Plaj kalabalıktı. Anlaştığımız gibi arkadaşlarım da ordalardı. Yüksek sesli müzik beni hemen moda sokmuştu bile. Sıcacık kum çıplak ayaklarıma değerken içimde tatlı bir his bırakıyordu. Arkadaşlarımız gelene kadar yüzmeye karar verdik. Biraz serinlemeye hepimizin ihtiyacı vardı. Su tam istediğimiz sıcaklıktaydı. Ömer ve Emirhan birbirlerini boğuyordu. Bu aptal şakalarına gülümsedik. Tuna beni sırtına aldı. Furkan da Zehra’yı aldı ve Zehra’yla birbirimizi düşürmeye çalıştık. Zorlu bir yarıştı ve 48 saniye sonunda Zehra beni alt etmeyi başarmıştı. Herkes Zehra’yı alkışladı. Boks dersleri aldığı için ayarsız bir güce sahip. Karşısında hiç şansım yoktu zaten ama yarışırken çok eğlenmiştim. Arkasından su şakalarımız devam etti. Topumuzu alıp suyun içinde voleybol oynamaya başladık. Düşüren yanıyordu. 15 dakika sonra finale kalan ben ve Orkun olduk. Yarışın birincisi Orkun oldu. Dengemi kaybettiğim için topu tutamamıştım. Umarım bugün olan şanssızlığım plaj voleyboluna da yansımaz diye düşündüm.
Tüm arkadaşlarım toplandığında kendi aramızda takım seçimi yaptık. İlk önce hep birlikte 4’lü bir maç oynamaya karar verdik. Daha sonra 2li takımlar halinde yarışacaktık. 2 gruba ayrıldık. Takımımda Emirhan, Rabia, ve Tuna vardı. Takımıma son derece güveniyordum. Karşı takıma ise Zehra, Furkan, Orkun, ve Elif vardı. Adil bir paylaşımdı. Maç 40 dakika kadar sürdü. Pasör konumundaydım ve çok stratejik oynamıştık. Son attığım top karşı sahaya temas etti ve dışarı çıktı. Zor oldu ama bu maçın üstesinden geldik. Zaferin getirdiği o mutlulukla takımca sarıldık ve zıpladık. Arkadaşlarım mutluluktan beni havaya atıp tutmaya başladı. Çok eğlenceli bir maç olmuştu. Zafer gösterimiz bittiğinde ise karşı takımı da tebrik etmeyi de unutmadık.
2’li turnuvalara geçmenin vakti gelmişti. Rakiplerimiz belirlendi ve teker teker çıkmaya başladık. Zehra ile takım olduk ve rakiplerimiz Rabia ve Elif oldu. Karşı takım zorlu oyunculardı. Çekişmeli bir maç olacağı kesindi. Zor olsa da maçta Rabia ve Elif’in üstesinden gelebilmeyi başarmıştık. Oldukça uzun bir maç oldu ama çok keyifliydi. Arkadaşlarım voleybol maçı sırasında bol bol tezahürat yaptı. Hatta plajdakilerin de ilgisini çektiğimiz için onlar da izleyici olarak bize katılmıştı. Yer yer tezahürat yapıyor, heyecanımızı paylaşıyorlardı. Kazanınca çok gururlandırmıştım. Rabia’ya ve Elife sarıldık ve onlar da bizi tebrik ettiler. Sevgilim de kocaman sarılarak beni tebrik etti.
Daha sonra Furkan ve Emirhan takım oldular. Tuna ve Orkun’a karşı yarışacaklardı. Maç çok çekişmeli geçiyordu. Oyunu izlerken bile heyecandan kalbim hızlanıyordu. Orkun ve Tuna sayıca üstün gelerek maçı aldılar. Arkadaşlarımın kaybetmesine üzülsem de sevgilimin başarısıyla gururlandım. Koşarak ona sarıldım ve o da kollarının arasında beni çevirdi. Yanağına bir ödül öpücüğü kondurdum. Herkes gülümseyerek bizi izliyordu. Evet biliyorum çok tatlıyız 🙂
Arkadaşlarımla çok keyifli saatler geçirmiştik. Bence bir plajda yapılacak en güzel etkinlik (Alaçatı etkinlikler hakkında bilgi almak için tıklayın) Plaj voleyboludur. Özellikle bir takımınız yoksa yeni insanlar tanımak için bire bir. Hepimiz açlıktan ölüyorduk. Yemek yiyeceğimiz bir yer bulup iştahla yedik. Yemekler çok lezzetliydi. Alaçatı tatilim tam da hayalimdeki gibi ilerliyordu.
Umarım sizin de tatiliniz hayal ettiğiniz gibi geçiyordur. Geçmiyorsa da dert etmeyin ve hemen Alaçatı’ya gelin. Burada aradığınız her şeyi bulacağınızdan eminim. Sevgiyle kalın.