Aşkla, sevgiyle ve huzurla hepinize günaydın arkadaşlar. Ben Luna Göksu. Bugün yine sizinle bazı anılarımı paylaşmak istiyorum. Alaçatı’da yeni bir güne başlamanın verdiği sevinçle uyandım. Sevgilimi özlediğime karar verip Tuna’yı aradım. Hava çok güzeldi ve ben bugünü Tuna’yla geçirmek istedim. Müsaitti ve buluşmayı kabul etti. Ben de bisikletime atlatıp onu kaldığı otelden (Alaçatı otelleri hakkında bilgi almak için tıklayın) almak için yola çıktım. Kamp yapmak hiç aklımızda yoktu. Şimdilik bir plan yapmadan sadece bisiklet sürecek ve Alaçatı’nın keyfini çıkaracaktık.
Geldikten sonra Tuna da bisikletine atladı ve birlikte bir bisiklet turuna çıktık. Ilıca Plajı ile başladık ve deniz kenarlarından bisiklet sürmeye başladık. Yavaş ve tadını çıkararak sürüyorduk. Yan yana sürdüğümüz için hem bisiklet sürüp hem de sohbet edebiliyorduk. Denizin o muhteşem kokusunu çektim içime. Güneş tenimi tam istediğim ayarda kavuruyordu. Hayal ettiğim bronzluk seviyesine az kaldığını düşünüp gülümsedim. Bununla okuldaki kızlara hava atabilirdim. Okulda resmen tatil sonrası kim daha bronz yarışı dönüyordu. Tuna ile ikimiz de İstanbul’da yaşadığımız için uzak mesafe ilişkisi yürütmek zorunda kalmayacaktık. Çok şanslıydık bu konuda. Düşüncelere dalmıştım ki Tuna’nın sesiyle kendime geldim.
Bir yerde oturup plajı izlerken dinlenmeye karar verdik. O sırada yanımızdan pamuk şeker satan seyyar bir abi geçiyordu. Çocukluğumdan beri çok severim. Tuna bana sormadan hemen pamuk şeker almaya gitti. Sanırım o da pamuk şekere dayanamıyor diye geçirdim içimden. Bu kadar çok ortak yönümüzün oluşu beni ona daha çok çekiyordu. Lezzetli pamuk şekerlerimizi yerken denizi ve insanları izliyorduk. Deniz kokusu beni hep rahatlatmıştır şimdiye kadar. Bir de yanımda Tuna olduğundan benden iyisi yoktu o an. Elimi tuttu ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Sanırım ona aşık oluyorum diye düşündüm.
Biraz sahilde yürümeye başladık. İnsanlar güneşleniyor ve denize giriyorlardı. Bisikletlerimizi kilitletip serinlemek için biz de denize girdik. Su bütün yorgunluğumuzu ve sıcaklığı anında söküp aldı. Yüzüp geri geldikten sonra hemen duşumuzu alıp bisikletlerimize döndük. Sonraki hedefimizi belirlemeden gelişigüzel deniz kenarlarından sürdük. Akşam Alaçatı Delikli Koy kamp alanlarına gidip kamp yapmaya karar verdik. Eve gidip çadırımı ve kamp için gerekli olan malzemelerimi toparlamalıydım. O saate kadar Alaçatı sokaklarında dolaşmaya karar verdik. Bir merdiven gördük ve dinlenmek için oturmaya karar verdik. Yoldan dondurmalarımızı da alıp merdivende yerken yanımıza dünya tatlısı siyah bir kedi geldi. Hemen kucağıma alıp sevmeye başladım. Çok güzeldi ve o da beni sevdiğini belli ediyordu. Tuna hemen aç olacağını düşünüp bir şeyler almak için markete gitti. Kedi aldığı her şeyi yedi ve bize teşekkür etmek için kafasını elimize sürttü. Çok tatlıydı ve bünyeme yine bol bol pozitiflik çektim.
Rengarenk Alaçatı sokaklarında yürürken hep farklı bir huzur kaplıyor içimi. Bir de Tuna ile el ele Alaçatı sokaklarında yürümenin verdiği duygu bambaşkaymış. Bu duyguyu daha önce hiç tatmamıştım. Tuna da çok mutlu görünüyordu. Etrafımıza pozitif enerji saçıyorduk adeta. Yakın arkadaşlarımla karşılaştık ve oturup bir şeyler yemeye karar verdik. Onların da Tuna ile tanışma zamanları gelmişti. Yakında çok güzel bir kafeye oturduk. Tasarımıyla hepimizi hayran bıraktı. Rengarenk iç açıcı bir tasarımı vardı. Girer girmez enerjimiz yükseldi. Çalışanlarının da güler yüzlü olmasının etkisi olabilir. Hemen bir waffle söyledik ve arkadaşlarım Tuna’ya sorular sormaya başladı. Onu daha yakından tanımak istiyorlardı. Tüm testleri geçmiş olacak ki Zehra bana eliyle çaktırmadan tamamdır işareti yaptı. Zehra benim Alaçatı’da tanıştığım en yakın arkadaşımdı. Onunla burada zaman geçirmeyi hiçbir şeye değişmem.
Waffleın lezzetine kendimi kaptırdım. Yerken beni başka diyarlara götürmüş olacak ki muhabbeti kaçırmıştım. Bana soru sorduklarının bile farkında değildim. Benimle biraz dalga geçtikten sonra Tunayla muhabbet etmeye devam ettiler. Gerçekten iyi anlaşıyorlardı ve ben buna çok mutlu oldum. Arkadaşlarımla ve sevgilimle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Artık bu ikisini bir arada yapabilirdim diye düşündüm. Saat ilerlediği için kalkmaya karar verdik. Kamp malzemelerimizi alıp Delikli Koy‘a doğru yola çıkmamız gerekiyordu. Delikli Koy’da kamp yapmanın zevkini yaşamadan bilmeniz mümkün değil ama size ne kadar eğlendiğimizi anlatabilirim.
Evden kamp çadırımızı, sandalyelerimizi, masamızı ve gerekli olan tüm eşyaları evden aldıktan sonra yoldan yiyecek ve içecek bir şeyler aldık. Kendimize güzel bir kamp alanı seçtik. Burada farklı insanlar da kamp yapıyordu. Çok kalabalık değildi ve kimseden yüksek rahatsız edici bir ses gelmiyordu. Etraf ise tertemizdi. Çadırımızı kurduk ve masamızı hazırladık. Hazır yiyebileceğimiz şeyler ve bir şişe kırmızı şarabımız vardı. Mumlarımızı da yakıp mum ışığında romantik bir yemek yedik. İlerden tatlı bir gitar sesi geliyordu. Birileri gitar çalıp şarkı söylüyorlardı. Bir de ufak bir kamp ateşi yakmışlardı. Çok hoşumuza gittiği için yanlarına gittik. Bizi hemen selamladılar ve onlara katılmamızı istediler. Herkesle teker teker tanıştık. Bize özel bir şarkı çaldılar ve romantik bir dans ettik. Diğer çift olanlar da bize katıldı. Daha sonra hep birlikte şarkılar söyledik ve hikayeler anlattık. Ateşte marshmallow kızartıp yedik. Hepsi sıcakkanlı ve sevecen insanlardı. Denize girmeye karar verdik. Saat geç olmuştu ama gece denizde yüzmenin zevki çok daha başka oluyor. Soğuk suya atlamak bizi daha da dinçleştirdi ve suda oyunlar oynayarak vakit geçirdik. Sudan çıkınca ateşin yanında kendimizi ısıttık. Çok eğlenceli bir gece geçirmiştik.
Gecenin sonunda herkes çadırlarına döndü. Yorgunduk ve uyumaya karar verdik. Tuna ve ben birbirimize sarılıp derin uykunun kollarına kendimizi bıraktık. O kadar güzel bir gün geçirmiştim ki aklımdan çıkaramıyorum. Sabah kuş sesleri ve denizin dalgalarının kıyıya vuruşuyla uyanma düşüncesi bile beni mutlu ediyordu. Tam da tahmin ettiğim gibi güzel bir güne başladık.
Alaçatı’da geçirdiğim günleri hiçbir şeye değişmem. Burada hayatımın aşkını buldum ve birbirinden güzel dostluklar kurdum. Eminim ki Alaçatı sizlere de hayal ettiğiniz her şeyi verecektir. Hepinize iyi tatiller ve bol Alaçatı’lı günler diliyorum.
