Alaçatı’ ya tatil için gelip tarihi yerler görmeye hazır mısınız? Alaçatı tarihi hakkında merak ettiklerinizi sayfamızda bulabilirsiniz. Alaçatı otelleri beni mutlu ediyor olabilir ama dışarıya çıkmalıyım diyorsanız eğer Çeşme Kalesi görülmeye değerdir. Gitmeli kaleyi gezmeli ve manzaraya doymalısınız. Tarihin sağlamlığı, mimari dokusu ve medeniyetlerin izlerinin görülebileceği müzede Çeşme Kalesi içerisindeki tarihi eserlere kesinlikle bakmalısınız. Gittiğinizde denizin gözler önünde olmasına şaşıracaksınız. Tarihi yapılar görmek size birçok duyguyu kazandıracaktır. Bu duyguların ilki imkansızın sadece kelime olarak var olmasıdır. Yapıların boylarına, kullanılan taşlara ve el işçiliğine bakıldığında şaşıracaksınız. Teknolojinin kullanılmadığı zamanlarda yapılan tarihi eserler bizlere sabrın ve istemenin ne kadar önemli olduğunu da göstermiş oluyor. Çeşme Kalesi’nin tarihine, ne zaman yapıldığına ve daha birçok merak edilen bilgilere sayfamızda bakacağız.
Görülmeye değer tarihi mermi
Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Çeşme Kalesi
Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde Çeşme Kalesi’ni şöyle anlatmıştır. “Deniz kıyısında bir alçak kaya üzere; batı tarafı deniz, doğu tarafı bayırlı sahra ve dağdır… Kale içindeki hanelerin hepsi batı tarafından Sakız Adası’na doğru denize nazır elli adet toprak örtülü evlerdir. Dizdarı ve 185 neferi hep bunda otururlar. Kalesi dörtgen şekilli, taş yapılı Hoşa-bad kalesidir. Bu kale doğudan batı tarafına uzunlamasına olub boyu yokuş aşağı hendek kenarınca iki yüz adımdır ve genişliği yüz elli adımdır. Bu hesap üzere kale çepeçevre yedi yüz adımdır. Üç tarafı derin hendektir. Lakin batı tarafı kayalarını deniz dövdüğünden hendeği yoktur. Kıbleye (güneye) bakan varoşa açılır sağlam demir kapası vardır. Hendek üzerinde zenberekli asma köprü ile geçilir köprü vardır. Bu kapu tarafı iki kat kale divandır. İç kalenin batıya nazır bir demir kapusu var ki, üzerinde tarihi yazılı olan kapudur. Bu kapudan içeri bir kat demir kapu daha vardır. İç kale böylece iki kat kapu olmuş olur. Bu iki kapunun üstünde Sultan İkinci Bayezid’in üst kat camii var.”
Denizin güzelliğini en güzel Çeşme Kalesi‘nden görebilirsiniz!
Çeşme Kalesi Tarihi
Sultan 2. Beyazid döneminde 1508 yılında Aydın Valisi Mir Haydar’ın emriyle Mimar Ahmet’in oğlu Mehmet’e yaptırılmıştır. Yontma taşlardan dört burçlu olarak inşa edilen kale, yapıldığında deniz kenarındaymış ancak denizin dolması nedeniyle bugünkü konumu denizden uzak kalmıştır. Uzak dediysek çok da uzak değil gözünüzü korkutmak istemem. Üç dakikalık yürüme mesafesinde yer alıyor. İlk olarak İstanbul Topkapı Müzesi’nden 1965 yılında gelen silahların sergilendiği bir silah müzesi olarak açılması kararı alınmış ve 1984 yılına kadar bu şekilde devam etmiştir. Müze içindeki silahlar, salonda bulunan yüksek nem nedeniyle okside olmaya ve bozulmaya başlayınca iki ayrı müzeye götürüldü. Ildırı’daki Antik Erythrai Kenti’nde 1964 yılından bu yana yürütülen kurtarma kazılarından elde edilen eserler de aynı sergi salonunda sergileniyor.
Çeşmenin Klasik, Arkaik, Helenistik -Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait, çoğunluğu pişmiş topraktan yapılmış kaplar, yağ kandilleri gibi eserler Barbaros Kulesi’nin sergi salonunda sergilenmektedir. Deniz savaşı haritaları, savaşın detaylı anlatıldığı kitaplar, sikkeler, madalyalar, bayraklar, afişler, batık Rus Amiral Gemisi’nde bulunan kılıç, mankenler ile o dönem gösteriliyor ve döneme ait başka eşyalar Osmanlı-Rus Savaşı Sergi Salonu’nda sergilenmektedir. Kale önünde Osmanlı topları bulunmaktadır. Deniz tarafından Çeşme’ye geldiğinizde ilk gördüğünüz yapılardan biri olma özelliğini taşıyan Çeşme Kalesi’nin her köşesinde ayrı bir güzellik var. Üstünden ilçenin panoramik manzarasına sahip olduğunuz kale, Çeşme’ye yapılacak bir gezide kesinlikle ilk duraklardan birisi olmalıdır. Gelmeden önce biraz göz gezdirdiğinizde muhteşem yapının güzelliğini fark edeceksiniz. Alaçatı evleri kadar bu kaleninde güvenli olduğunu anlayacaksınız. Kalenin dışarısında Cezayirli Gazi Hasan Paşa ve aslanın heykeli var. Bu aslanı Hasan Paşa’nın evcilleştirdiği ve onunla dolaştığı için bu heykeli bu şekilde yapmışlar.
Cezayirli Gazi Hasan Paşa
Bir Osmanlı Amiral ve Sadrazamıydı. Cezayir’de görevli olduğu sırada satın aldığı yerli aslanıyla ünlüydü. Kendisi Çeşme Körfezi’nde gerçekleşen Çeşme Donanma Muharebesi’nde yüzbaşı olarak savaştı. Hasan Paşa, savaşta usta denizci kimliğiyle öne çıkmıştır. Bu savaş Osmanlı gemileri için yeterli olmadığının söylenmesiyle beraber, yenilmenin de Hüsameddin Paşa yüzünden olduğu söylenmiş ve savaşın hemen sonrasında Cezayirli Hasan Paşanın rütbesi Kaptan-ı Derya’lığa yükseltilmiştir. Çeşme Kale’sinin dış kapısında heykelini görebilirsiniz. Sadece Çeşme’de değil Alaçatı sokakları da Cezayirli Gazi Hasan Paşa’yı çok sever.
Kale gibi sağlam olmalı dedikleri o kale burası!
Heybetli Cezayirli Gazi Hasan Paşa!
Çeşme Kalesi Giriş Ücreti
50 TL ücret karşılığında Çeşme Kalesi’ne giriş yapabilirsiniz. Müze kart ile giriş yaptığınızda hiçbir ücret ödemenize gerek kalmaz. Müzekart isterseniz Müzekart’larını kart basım istasyonlarına fotoğraflı kimlik, vesika, pasaport veya ehliyetleri ile başvurarak alabilirsiniz. Arzu edenler Müzekart’ı “https://muze.gov.tr/” adresinden gerekli verileri girerek kredi kartı ile de alabilirler. Sisteme yapılan internet başvuruları onaylandıktan sonra 5 iş günü içerisinde belirtilen adrese kurye ile gönderilir. Müzekart kullanmak çok büyük avantaj oluyor. Birçok müzeyi yıl boyunca gezebiliyorsunuz.Çeşme Kalesi’nin Saatleri;
Kalenin giriş için açılış saati: 08:30
Kalenin kapanış saati: 17:30
Saat 17:00 den sonra gişe kapanır. Müzeyi her gün ziyaret edebilirsiniz.
Erythrai Antik Kenti’ni, Çeşme’nin tarihi çeşmelerini, Bağlararası’nın Tunç Çağı yerleşimini , Türk ve Rumların Osmanlı döneminde bir arada yaşayışını belgeleyen eskiden kalma yapıları, denize karşı kahve içmeden, sokakları görmeden ve solumadan şehirden ayrılmayın.
